bugün

entry'ler (32)

rte nin çömelip kılıçdaroğlu nun dik durması

afedersiniz ama hiç kimsenin si*inde olmayan harekettir. her gün cenaze geliyor, yeni yeni ocaklara ateş düşüyor bunlar hala çömelme, dik durma gibi eften püften şeyleri tartışıyorlar. insanlar tedirgin bir şekilde çocuklarının yarınından endişe ediyor, acaba başına birşey gelecek mi diye kara kara düşünüyor bunlar hala o parti lideriyle görüşürüm, bu parti lideriyle görüşmem, o bana bunu dedi bu bana yan baktı açıklamaları yapıyorlar. siperde mi bulur artık nerde bulursa, allahlarından bulsunlar.

oğlumuz şehit oldu diye gurur duyamıyoruz

--spoiler--
Adak adadım, geldiğinde bir koç kesecektim.
--spoiler--
(bkz: sözün bittiği yer)

yaralı gülüm

sözleri ali osman göçmen'e, bestesi umut mürare'ye ait mükemmel bir şiir.

Bu gece sen onun yüzüne açılmaz bir kapı kapattın.
Kirli, paslı menteşelerin sesinde sıkıştı yüreği
Kirpikleri hissetti yokluğunu
Büktü boynunu deprem bu

Aylar sonra bir oda dolusu yalnızlığıyla sokaktaydı
Sicim gibi bir yağmur yağıyordu.
Bir kenti boydan boya temizliyordu
Sokakta kimsecikler yoktu
Köpekler bir köşeye sinmiş onu gözetliyordu
Kirliydi yaşamaktan utanıyordu
Tit tir titriyordu yüreği
Yaralı bir güvercin gibi

Oysa bu yürek bir zamanlar
Güneşe ateş vermiş cehennemde buz satmıştı
Şimdi köpekler onun için ağlıyordu,yorgundu konuşamıyordu.
Şu hayatı sırtından atamıyordu,
Yerde kuru bir ayrılıkla bir kuş ölüsü yatıyordu
Bir deli rüzgar ellerindeki tozu aldı
Ne bir dost kaldı yanında
Ne de bir düşman aklında

Zor bir gün
Önünü göremiyordu
insanlar çığlık çığlığa yüzünü seçemiyordu
Gözlerinde aşksız ayrılık vardı
Kirpiğinden yüreğine saplanan
Paslı bir tren gibi geçip giden ellerinde.

Bir yalnızlık adılarıyla büyüyen
Belli değildi kimin sevdası kimin yüreğinde
O aşkını taşırdı hayatın ta orta yerinde
Sırtında ayrılık dilinde küfür

Ben gidiyorum sen uyuyorsun.
Pahalı bir kedi gibi sıcacık hayellerinin dibinde,
Ben sokakta dövülmüş sahipsiz bir köpek gibiyim.
Ben gidiyorum sen uyuyorsun
Ben gidiyorum sen susuyorsun.
Susmanın güzelliğinde suskunluğunla boğuluyorsun
Siliyorum dudağında kalan yalanı
Yalan doğuruyorsun,dokundukça ellerimde çoğalıyorsun.

Ben geldiğim yoldan ;
Geldiğim gibi acılara bezenip
Ayrılığı bir gelin gibi süsleyip gidiyorum

Bir kapı kapandı
Bu gece benimde gözlerimin içine
Kirpiklerim hissetti yokluğunu
Büktüm boynumu deprem bu.

Tenime değdim kokun sinmiş mi diye
Sol elime baktım;bahar gibiydin
Avucuma kuşlar kondu parmağıma yıldızlar
Bir nehir oldun aktın gittin
Sağ elime baktım ;Cehennemdin ayrılıktın kordun
Deprem bu bir hayat yandı bitti kül oldu

Adaklar yüreğimden geçip gitti
Tutabilseydim birini
Korkmadan kesebilseydim eğer
Biliyorum gelecektin
Zoruma gidiyor zor bir gün
Biliyorum zorla güzellik olmaz

Oysa çirkin olmak vardı
Kovsanda kapından gitmemek vardı
Ama bir yüzün vardı;ellerimde kaybolan
Öyle bir küçüldümki;artık büyüme zamanı

Ey sevdalılar;eydostlar;
Var olan bütün güzellikler
Yürüyemediğim parke taşları patika yollar
dağlar,taşlar elveda

Elveda ey sahil kasabaları gidemediğim köyler kentler
Ey sırtında hayatı taşıyan insanlar
Ey gagasında son bir tebessüm kalan martılar
Ey ölmüş çocuğunun alnını öpen analar
Siz kalın sağlıcakla
Ben gidiyorum
Gözlerinizden akan iki damla isyan olsun
Bu bana yeter elveda yaralım elveda
Kırkıncı kapıyı kapadım elveda..

Sen yaralı gülüm benim;dağ eteğinde açan;
Sen yaralı gülüm benim;dağ eteğinde açan;
Ben yaralı güvercinim;umuda kanat çırpan;
Ben garip bir güvercinim;umuda kanat çırpan...

ahmet şafak'ın yorumu http://www.izlesene.com/v...k-mehmet-tokat-nas/829970

umut mürare yorumu http://www.izlesene.com/v...-gulum-umut-murare/468100

umut mürare

(bkz: yaralı gülüm)

oğlumuz şehit oldu diye gurur duyamıyoruz

oğlu şehit olan gecekondu sakini yaralı babanın beyanı.
http://haber.mynet.com/de...-gurur-duyamiyoruz/518995

murat kazanasmaz

telefonda günaydın dedikten sonra karşısındaki spikerin konuşmasına izin vermeden trafiğin durumunu aktarıp ardına bakmadan çekip giden uzman. onu da anlamak lazım; adam her kanala yetişmeye çalışıyor.

internetten tanışılan biriyle buluşmak

teknolojinin "nimetlerinden" yararlanmayı ilke edinmiş birey davranışı. dedelerimizin ve babalarımızın böyle sanal teknoloji alışkanlıkları yoktu. devir değişti artık.

başbakan baykal

chp'nin 33'üncü olağan istanbul kongresi'nde salondakilerin yaptığı coşkulu tezahürattan bir slogan.

kırıta kırıta yürüyen kız

hele bir de güzel bir afetse çok canlar yakar ki bu vicdansız.

türkiye faşizme gidiyor

kitleleri dolaylı yoldan askeri darbenin arkasında saf tutmaya çağıran cümle. insanlar aş istiyor, iş istiyor, özgürlük istiyor, adalet istiyor ama siyasiler son derece keskin sözlerle üst perdeden atıp tutmaya devam ediyor dolayısıyla halkın gerçek sorunları ve talepler karşılanmıyor.

40 sene boyunca halkı fişlediler şimdi sıra bizde

türkiye'nin suni gündemlerle daha çook oyalanacağına işaret eden açıklama.

hiç öpüşmemiş erkek

bayram seyran görmemiş, samanlıkta sevişmemiş, insanlarla biraraya gelmemiş yalnız erkek.

yalanmak

küçük çocukların çikolata yedikten sonra maruz kaldıkları muamele.

ismail yk nın hayat felsefesi

ne yaparsan yap, gençler üzerine oyna, onları elde etmeyi başar ve onları kaybetmekten kaçın. kalite olarak ortaya ne koyduğunun önemi yok.

bakın vodafone önemli bir şirket

+bakın vodafone önemli bir şirket.
-bizim bu hususta yapabileceğimiz bir şey var mı?
+vodafone'un önemli bir şirket olduğunu bilebilirsiniz.
-hımm anladım bu çok önemli bir ayrıntı.

küçük emrah ın anası olmak

bakkalla, kasapla, manavla, oduncuyla ilişkileri geliştirmektir.

türkiye de burjuvazinin solcu olması

sağcıların "bu rejim gavur rejimi, okuyacaksın da ne olacak, kadın kısmı okumaz, şeytan düzeni" diyerek rejime sırtını çevirmesinden, küstüm oynamıyorum pozlarına girmesinden kaynaklanan olgu. solcuların büyük bir kısmı da okuyarak, sermaye ile uğraşarak köşe başlarını tuttu. şimdi bir dönüşüm yaşanıyor. sağcılar düzene entegre olarak alttan geliyor. 2000 yılından sonra bu değişim ve dönüşüm bariz bir şekilde görülmeye başlandı, sağcılık solculuk gibi kavramlar da artık aşınıp tarihe gönderildi, sadece sembolik olarak kaldı. bu manzaranın eski solculara rahatsızlık verdiği de unutulmamalı.

reklamlarda birbirlerine ped veren kadınlar

eşek yüküyle para alan kadınlar bunlar. sokakta o kadar rahat davransınlar da görelim bakalım neler olur. abazanların kulağına gitmesin bu konuşulanlar, orayı yıkarlar.

ahmet kaya 10 sene daha yaşasaydı

demokratik açılımla tanışmış olurdu. belki de bir yerlerden görmüştür açılımı. ne bileyim yaşıyor, o ölmedi falan deniyor.

tuvaletten çıkınca söylenen sözler

buralar da sallandı mı acaba, hissettiniz mi depremi?